28 Kasım 2015 Cumartesi

Caz 2

Umduğumuz çabuklukta olamasa da Caz’ın ikinci programıyla karşınızdayız.

Ben sevgili Evrim’in Caz 101 seviyesinden birkaç tık daha ilerideyim. Evrilen müzik zevki belki de biraz zaman önce, genişleyerek yeni ufuklara koşarken kulaklarıma çok sevdiğim bass ile beraber üflemelilerin kulak okşayıcı kadifeliği çalınmaya başladı. Duygularımı daha yoğun hissetmemi sağladı. Elimden geldiğince artık bu duygu sellerimi, enginlere sığamamalarımı bazen taşmalarımı sizlerle de paylaşmaya çalışacağım.

Umarız bu programı da beğenecek, “bu program daha sık yayınlansa” diyeceksiniz.

Deniz Özteoman

Lars Danielsson – PegasusIbrahim Maalouf – True StorySons of Kemet – The GodfatherThe Bad Plus – FlimTrio Elf – 746

26 Kasım 2015 Perşembe

Türkçe 13

Türkçenin 13. yayını ile tam olarak karşınızdayız.

Fazla ara verdik, az oldu ama öz oldu.

Cihan Mürtezaoğlu – Bitsin Bu DelilikCan Kazaz – Kalbin Yok Mu?Can Güngör – Silik DüşlerSakin – Kurtlu KuyuRehber – Gerçek

24 Kasım 2015 Salı

WhatsApp 4

WhatsApp hikayemiz güzelliğinden hiçbir şey kaybetmeden yoluna devam ediyor.

Bir adam dadandı whatsapp’ıma, günlerce hiç durmadan mesaj attı. Bulunduğu ortamın sahteliğinden, herkesin imaj peşinde koşmasından ve derin bir şeyler yaşayamamaktan bahsetti. Anlattı da anlattı. Aralarda giydiği kıyafetlerle çektiği pozları gönderip “Nasıl olmuş kanka, böyle dışarı çıkayım mı?” diye sordu. Dilim döndüğünce cevap verdim ve Bu Tarz Sensin‘e katılmaya ikna ettim. Bizim konsepti de tam olarak anlamamış ki arabesk bir kuple ile karşıma çıktı ama itiraf etmek gerekirse daha samimi bir şey duymadım ben. Mükemmel bir giriş ile başlıyoruz. Bu arada Kaan’cım “bir canın var ve o bizim olmasın lütfen” (şaka)

Hemen arkasından Emir ve Erim’den kendi parçaları geliyor, parçanın adı Camel. Ruhları tellendirmek için yazmışlar.

Programın devamında ise;

Kemal bizi Poor Misguided Fool ile 2001 yılına götürüyor.Oya Girl You’ll Be a Woman Soon ile Pulp Fiction günlerini hatırlatıyor.Bir diğer Kaan, sanırım kafası güzel iken keşfettiği bir parçayı paylaşıyor.Erkan, Allahını seven üstüme toprak atsın dedirten bir şarkı ile programa dokunuyor.Beyza‘dan da aşk için bir parça geliyor.

Ve ve ve benim iki gözümün nuru, beraber büyüdüğüm, benden 6 yaş küçük olmasıyla minik abilikler yaptığım, son 5 yılımı da düşünsel olarak beraber geçirdiğim kuzenimden bir şiir geliyor. Edip Cansever’den “Su Yanındaki Parklar”. Bir parça daha harcıyoruz gençliğimizden.

Son olarak da Zuhal, devlet dersinde öldürülmüş bütün canlar ve onların anneleri için istediği şarkı ile programı bitiriyor.

Yeni bir kayıtta görüşmek üzere.

Numarayı hatırlatıyorum: +90 555 575 22 44

Arada halimi hatrımı da sormayı unutmayın.Sevgiler

evrim

20 Kasım 2015 Cuma

Haberler

Yılı tamamlamaya yaklaşırken, birbirinden güzel şarkılar 2015 arşivimize girmek için can atıyordu. Biz de onlara izin verdik.

Öncelikle daha önce de tüyolarını verdiğimiz bir haberle başlayalım. Yedi yıllık sabırsız bekleyişin ardından The Last Shadow Puppets albümünün kayıtları tamamlandı. 2016 yılının Mart ayında yayınlanacağı haberlerini aldığımız albümle gelen turne haberi de cabası. İlk single için gözümüz yollarda.

Sıra ekim ayında çıkardıkları “Surrender” isimli albümün videolarını art arda yayınlayan İngiliz grup Hurts’de. Yaklaşık bir ay önce yayınladıkları “Wish” isimli video klibin ardından hız kesmeyen grup, albümün dördüncü videosu olan Wings’i de yayınladı.

“Paralyzed” isimli single’ı ile ortalığı kasıp kavuran gizemli grup Klyne, “Closer” isimli şarkısının video klibini de yayınladı. Gizemli dememizin sebebi ise grubun Hollanda kökenli olması ve bilinen tüm şarkılarının tekrar dinleme isteği uyandırması dışında henüz herhangi bir bilginin bulunmaması. İşin iyi yanı ise Nick Klein ve Ferdous Dehzad ikilisi hakkından daha fazla şey öğreneceğimiz günler yakın gibi görünüyor.

Grubun kurucularından olan Benjamin Curtis’in ani ölümünün ardından sessizliğe bürünen School Of Seven Bells, dördüncü ve son albümlerini yayınlayacağını açıkladı. “SVIIB” isimli albümle son kez hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanan grubun albümünden “Open Your Eyes” isimli şarkı yayınlandı.

18 Kasım 2015 Çarşamba

Takıntı 52

Takıntı, yayınlandığı dönem içerisinde takılıp kalınan, hastalık derecesinde dinlenen, çeşitli tarzlara sahip 5 şarkıyı kapsıyor. Dinleyiniz.

Cansu Oranç

Wand – Growing Up BoysReal Estate – Black LakeGirls in Hawaii – Words Are in the WoodMazzy Star – I’m Less HereTravis – Paperclips

16 Kasım 2015 Pazartesi

Kıyı Müzik Yazar Arıyor

İçerik üreten, konserler ve partiler düzenleyen Kıyı Müzik’te yazacak, çizecek, yeni şeyler üretecek kişiyi arıyoruz.

Kıyı’nın yayın akışında yer alan bağımsız (Indie, Indie rock vs.) müzikle ilgiliyseniz,Gelişmeleri takip ediyorsanız,Yeni albümleri heyecanla dinliyorsanız,Araştırayım, yazayım diyorsanız;

Müzikle ilgili herhangi bir haberi ya da albümü, sade bir dille yazıp, en sevdiğiniz müzisyenleri – grupları sıralayıp, editor@kiyimuzik.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.

Kıyı’yı az biliyorsanız ya da hiç bilmiyorsanız mail atmadan önce sitede yer alan hem işitsel hem de yazısal içeriğe göz gezdiriniz.

Sadece uygun olan kişilere geri dönüş yapılacaktır.

Teşekkürler

11 Kasım 2015 Çarşamba

Frances Ha

Sizi Frances Halladay ile tanıştırmama izin verin. 27 yaşında, iri cüssesine rağmen kırılgan hareketlerle zaman zaman bizi hayrete düşüren, kendi koreografisini yaratarak sanatını sürdürmek isteyen bir dansçı. Hikayemize daha genelden baktığımızda, kendini gerçekleştirmeye çalışan, hayatı deneme yanılma yoluyla yaşayıp hep acemi kalmayı seçen, asıl hedefi mutluluk olan ve bu hedefe ulaşmaya çalışırken her türlü sakarlığa izin verip yine yaralarını kendi saran genç bir kadın. Dağınık odası, dağınık kıyafetleri, saçları, koşuşu ve ruhuyla mükemmeli aramadığını keşfettiğimiz Frances’in, fiziğine rağmen dansa devam etmek istemesi standartlara uyma kaygısı olmadığını anlatıyor.

Gösterişsiz, başkalarının ne düşündüğünü umursamayan, hiç konuşmasa bile bir odanın veya dünyanın öteki ucunda olan dostunu, sevgilisini bir başka boyutun algısında sevmeyi seven ve bu haliyle modern dünyanın kalıplarına uymayan. Flört edilemez (undateable)! Gündelik yaşamın gerekliliklerini yer yer görmezden gelen Frances’ı bir sahnede, Proust’u anlayabilmek için Fransızca öğrenip kitaplarını Fransızca okuması gerektiğini açıklarken izliyoruz. Haliyle(!), bu onu biraz da çekilmez, biraz daha flört edilemez bir kadın haline getiriyor. Aynı Frances’i, Noel’i kutlamak üzere ailesinin yanına giden, ritüellere eşlik eden, çocukluk hatıralarıyla vakit geçiren bir kadın olarak izlediğimiz sahne, ailesiyle yaşadığı yalıtık hayatın dış dünyanın akışına direnç göstermesinden dolayı Frances’in realiteye basmasını zorlaştırdığını düşündürüyor.

Frances rolünde izlediğimiz Greta Gerwig’e efsanevi Rock yıldızı Sting’in kızı Mickey Sumner eşlik ediyor, en yakın arkadaşı Sophie olarak. Film, Frances ve Sophie’nin çocuksu arkadaşlıklarını yansıtan karelerle açılıyor. Entelektüel, iyi görünümlü ve modern dünya insanı olan Sophie’nin kendi gerekliliklerinden uzaklaşırken dış dünyanın gerekliliklerine yaklaşıp mutsuzlaşmasını izliyoruz ve tabii bunun Frances’a yansımalarını. Aralarındaki mesafenin kıtalarca açılmasına rağmen bir davette farklı statülerde karşılaştıklarında, ayrıldıkları zamanki samimiyetle duygularını ifade edebildiklerini ve Sophie’nin Frances’in şefkatli kollarında, her zamanki gibi, sıkıntılarından anlık sıyrılmalar yaşadığını izliyoruz.

Frances Ha, hayatın kalıplarına sığmayan bir kadının kendi hikayesini yaratma çabası olarak siyah-beyaz karelerle ekrana yansıyor. Senaryosunu Greta Gerwig ile beraber, başka filmlerde de yol arkadaşlığı yaptığı Noah Baumbach üstleniyor. Tek başına aşkı değil, ilişkilerin metafiziğini sorgulayabileceğiniz filmde sık sık tebessüm edebilirsiniz, ama tam olarak bir komedi filmi olduğunu söyleyemeyiz.

Filmi daha değerli yapan yanı ise folk, rock, elektronik rock, soul, klasik müzik gibi pek çok türe yer verilen müzikleri. Özellikle Frances’in özgürlüğünü zirvesinde izlediğimiz iki sahne için seçilen şarkılar, anın duygusunu yansıtan sesler olarak görüntüyle özdeşleşiyor. Sokakları dans figürleriyle bezediği koşusuyla geçtiği sahnede kendisine eşlik eden efsanevi yıldız David Bowie’nin 1983’te yayımlanan Let’s Dance albümünün açılış şarkısı olan Modern Love ve yine bir özgürlük alanı yaratmak, Sophie ile ortak payda oluşturmak üzere çıktığı Paris yolculuğunun her aşamasında kinayeli vurgularla perdenin arkasından oyunu sabote eden yaramaz bir çocuk gibi yükselen, Hot Chocolate tarafından hayat verilen Everybody’s a Winner şarkısı filmin baş tacı. Paul McCartney’in 1980 yılında yayınlanan ikinci solo albümünün yeniden düzenlenmesiyle bonus olarak albüme eklenen Blue Sway, İngiliz Rock grubu T. Rex’in 1976 yılında yayınlanan 11. stüdyo albümü Futuristic Dragon albümünden Phil Spector izleri taşıyan şarkısı Chrome Sitar, Rolling Stones’un 1972’de yayınlanan Exile on Main St. albümünün açılış şarkısı olan Rock Off… gibi önemli kilometre taşları da filmle bütünleşmiş durumda.

Frances’ın yolculuğunun sese dönüşmüş haline tanıklık etmeniz için soundtrack albümünü sizinle paylaşıyoruz. Albümün üzerinizde bırakacağı etki filmin samimiyetiyle tamamlanacak.

Selcen Gerçek

7 Kasım 2015 Cumartesi

Sizinkiler 1

Yaklaşık 1 aydır; şu sıralar neleri ayıla bayıla dinlediğinizi sosyal medya kanallarımızdan sizlere soruyoruz.

Gönderdiklerinizin hepsini baştan sonra dinliyorum, bazılarını çok iyi biliyorum, bazılarını da ilk kez sizin sayenizde duymuş oluyorum.

Daha önce duymadığım ama ilk dinlemede beni çok etkileyen 5′liyi bir araya getirdim. Tek bir istisna var, o da Radiohead. O şarkıyı çok özlediğim için listeye girdi.

Şarkılar paylaşmaya devam.

Sevgiler

evrim

Manos Hadjidakis – The DayMichael Brook & Djivan Gasparyan – FreedomRadiohead – Packt Like Sardines In A Crushd Tin BoxHindi Zahra – The BluesNesrin Siphai – Her Mevsim İçimden Gelir Geçersin

5 Kasım 2015 Perşembe

Haberler (4 Kasım)

Bazı şarkılar vardır ki, hayatınızda yeri büyüktür. O şarkılarla tanıştığınız, kaynaştığınız anlar hafızanızda kendilerine narince yer bulurlar. Geriye dönüp bakınca şarkının hissettirdiklerinin arasında, onunla tanışma anınız da zihninizin bir köşesinden size göz kırpar. Kırpılan gözlerin içinde bizim de olacağımız bir hafta daha.

Yankı Yıldırım

Öncelikle Pink Floyd’un üyesi David Gilmour’un solo albümü olan “Rattle That Rock”da yayınlanan “The Girl In The Yellow Dress” in videosu ile renklere bulanıyoruz. Videoda yer alan her karenin elle çizildiğini söylemeden geçmek olmaz. Bu aheste şarkıyı videosu eşliğinde dinleyince topuk tıkırtılarını, miyavlayan kediyi, açılan şarap şişelerinin ve yanan sigaranın sesini çok yakınınızda hissediyorsunuz.

“İnsan kılığında dolaşan tanrı” lakaplı müzisyende sıra. Freddie Mercury’nin grubuyla birlikte yer aldığı son klibinden sahne arkası görüntüler. Grubun “Innuendo” isimli albümündeki “These Are the Days of Our Lives” isimli şarkısı için kamera önüne geçen Mercury hakkında gitarist Brian May’in “Freddie o kadar bitkindi ki, yüzündeki çöküntüyü saklayabilmek için bazen saatlerce makyaj yapıyor ve bir kadehi bile ancak iki eliyle tutabiliyordu.” dediği videoyu izlerken duygulanmamak imkansız.

Kanadalı müzisyen Grimes’in üç yıl aradan sonra beklenen albümünden haber var; “Art Angels”. Albümün çıkış tarihi 5 Kasım. “Flesh Without Blood/Life In The Vivid Dream” karşınızda.

Eylülde kendi isimlerini taşıyan bir albümle karşımıza çıkan İngiliz ikili Oh Wonder, “Without You” isimli şarkısının videosunu yayınladı. Önceki aylarda şarkılarına ulaşmada zorluk yaşadığımız grubun artık Spotify’da yer aldığını duymak ise sevindirici başka bir haber.