8 Şubat 2016 Pazartesi

DIIV – Is The Is Are

2012’de çıkardığı ilk albümü Oshin ile indie rock aleminin shoegaze/dream pop/post-punk sularına dalan Brooklyn’li grup DIIV’ın heyecanla beklenen albümü “Is the Is Are” bugün yayımlandı. Daha önce yayınladığı Dopamine, Bent (Roi’s Song), Mire (Grant’s Song), Under the Sun gibi parçalarla albüme dair beklentileri artıran ve ipuçları veren grubun yeni albümünde 17 adet iştah açıcı parça yer almakta. Bu 17 parçanın Zachary Cole Smith’in 2012’den beri yazdığı 300 şarkının içinden seçildiğini belirtelim. Albümdeki sözler ise bu süre içerisinde Smith’in kendi yaşadıkları ile ilgili. Özetle hayli üretken bir dönem sonucu albümün çıktığı söylenebilir. Bu süreçte tek sıkıntı grubun davulcusu Colby Hewitt’in uyuşturucu sorunları sebebiyle albümün kayıt sürecinin gecikmiş olması.

Albümle ilgili ilk göze batan nokta isminin anlamsızlığı kuşkusuz. İsmin hikayesi absürd bir olaya dayanmakta. Smith, albüm kapağını yapan sanatçıların birinden 50 tane saçma sözlü şiir yazmasını istiyor. Is the Is Are, o 50 şiir arasında Smith’in en sevdiğinin son satırı.

Bu albümün Oshin’den en belirgin farkı bu sefer şarkı yazım sürecinde grup olarak katkı ve fikir alışverişi sağlanmış olması.

Shoegaze belirtilerin çok daha ağır bastığı albüm, Oshin’deki gibi post-punk’a göz kırpan dinamik bas-davul yürüyüşleri, halüsinatif etki gösteren adeta bir tür vahşi hayat kaosu içindeki feedbackleri-reverb’leri, hipnotik vokal efektleri, zaman zaman neşeli, zaman zaman kaotik gitar melodileri ve güçlü davul tonlamasıyla dikkat çekiyor. Kayıt anlamında dream pop/shoegaze etkisinin artırılarak dinleyicide daha yankılı ve derin bir ortam hissi yaratan albümde, Sky Ferreira da Blue Boredom adlı parçada vokallerde eşlik etmekte. Özellikle Smith’in vokallerinin bir önceki albüme göre çok daha histerik olduğunu söylemeyelim.

Albümdeki tek üzücü nokta tüyleri diken diken eden oldukça kasvetli bir girişe sahip (Fuck) adlı parçanın sadece 16 saniye sürmesi. Hayatımda dinlediğim en güzel, en kısa şarkı.

Kısaca sayısız gitar pedalının kullanıldığı, efekt ve ses cümbüşünün yaşandığı muazzam bir DIIV albümüyle karşı karşıyayız. Son yılların shoegaze/dream pop türlerini indie rock’a en büyüleyici ve başarılı şekilde entegre eden gruplarından DIIV’ın albümünü bir an önce dinlemeyi ihmal etmeyin. Benim gibi Oshin’i sevenlerin bu albümü de çok beğeneceğini ve DIIV’ın daha depresif, bulanık ve hülyalı halini dinlemenin mutluluğunu yaşayacaklarını düşünüyorum. Son yıllarını My Bloody Valentine, Deerhunter, Slowdive, The Jesus and Mary Chain, Ariel Pink, Galaxie 500, The Cure, Beach House, Ride, Lower Dens gibi gruplarla geçiren insanların ise kesinlikle çalması gereken bir kapı.

Favorilerim: Bent (Roi’s Song), Valentine, Is the Is Are, (Fuck), Loose Ends

Mustafa Şardan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder